30 Mart 2013 Cumartesi
Gülmek İçin Bahaneler!...
Kralın biri, halkın gerçek
düşüncelerini öğrenmek için, kılık kıyafetini, değiştirip çarşıda dolaşıyordu.
Derken bir bara girdi, içkiyi fazla
kaçırınca, kıyafet değiştirdiğini unutup, anlatmaya başladı:
-"Siz ne sanıyorsunuz? Ben kralım, kral.. Koca sarayım var benim... Tacımı bir görseniz... İstersem hepinizi.."
Derken, garson gelmiş ve kralın önündeki içki şişesini almış:
-"Yeter be arkadaşım, daha iki kadehte krallığını ilan ettin. Bir tane daha içersen, ya İsa olacaksın, ya da Tanrı".
Gülmek İçin Bahaneler!...
Öğretmen sordu:
-
"Oğlum,
bir inek yaklaşık ne kadar süt verir?"
Sütçünün oğlu yanıt verdi:
- "Belli olmaz ki efendim. Babamın insafına kalmış..."
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel tır soförüymüş.
Bir gün bir
yokuştan aşağı inerken, tırın freni patlamış.
Tır gittikçe hızlanıyormuş.
Temel
tırı yavaşlatabilmek için, ya sağa yada sola çevirmesi gerektiğini
farketmiş.
Sağa bakmış orada bir çocuk oyun oynuyor.
Sola bakmış, sol da bir pazar yeri
kurulu.
- "Eğer sola çevirirsem, pazara girerim yüzlerce kişi ölür, ama sağa
çevirirsem sadece bir çocuk ölür"
Diye düşünmüş.
Ve tırı sağa, yani çocuğa
taraf çevirmiş.
Ve olay olmuş bitmiş.
Ertesi gün gazete manşetlerinde şöyle
yazıyor:
-''Yük dolu bir tır, pazar yerine girdi, yüzlerce ölü var!..''
Bu sıra da temel
mahkemeye çıkartılmış.
Hakim :
-''Oğlum niye? tırı çocuğa değil de, pazara
taraf çevirdin?''
Temel:
-'' Efen dum valla benim bir suçum yok."
-" Ben
tırı, çocuğa taraf çevirdim; ama çocuk pazara kaçtı!.."
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel Fadime’ yi defalarca ister
babası vermez.
Başkasına verir.
Temel’de başkasıyla evlenir.
Gel zaman git zaman temelin karısı,
Fadime’ nin kocası ölür.
Fadime bu sefer temele varmaya razı
olur.
ilk gece gerdeğe girecekler.
Fadime:
-“ Dur!.. Adet böyledir, iki rekat
namaz kıl, on dan sonra gerdeğe girelim ”
Temel :
-“Fadime, Fadime, bana o eski
Fadime’ yi getir, hatim indirip, gerdeğe gireyim ”
Gülmek İçin Bahaneler!..
Bir Japon'la, bir Türk, Üniversiteli bir
panel de sohbet ediyormuş.
Japon, ülkesini ve aldığı eğitimi anlatıyor, öve öve bitiremiyormuş.
Sağ elinin baş parmağı ile orta parmağının arasını göstererek:
Japon, ülkesini ve aldığı eğitimi anlatıyor, öve öve bitiremiyormuş.
Sağ elinin baş parmağı ile orta parmağının arasını göstererek:
-“ Bana şu kadar bir demir ver, ben
sana bir gemi yapayım “
Bizim Türk ülkesini ve aldığı eğitimi düşünmüş ve;
Cevap olarak:
- "Sen de bana bacını ver, ben de sana, o geminin mürettebatını
yapayım"
Gülmek İçin Bahaneler!...
Hoca Nasrettin camide vaaz verir :
-“Sakin ola karınız, kızınız süslenip
- pürlenip açık - saçık kıyafetlerle sokağa çıkmasınlar. “
Biri itiraz eder:
-“Ama hoca senin kız hepsini de
yapıyor,”
Hoca da :
-“Amaaaa, benim kıza da çok yakışıyor, değil mi?”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Belli bir yaştan sonra Afacan
merakından sormaya başlamış:
-
“Anne,
ben nereden çıktım?”
Anne bakmış olacak gibi değil, duvarda ki soba deliğini
gösterip, işte ora dan demiş.
Artık bizim afacan öğrendi ya, eve her gelip
gidene, duvardaki soba deliğini gösterip ben oradan çıktım, ben o delikten
çıktım, demeye.
Anne, baba bakmış olacak gibi değil.
Şuna bir çare bulalım, çok
ayıp oluyor el aleme demişler.
Baba:
- "Merak etme hanım, hafta sonu ben orasını
alçı ile bir güzel kapatırım. Böylece oğlan da unutur gider."
Dedikleri gibi
bunlar hafta sonu alçıyı hazırlayıp kolları sıvamışlar.
Kadın daha iri yarı olduğundan
kocasını omuzlarına alıp işe koyulmuşlar.
Tam o esnada kapının zili çalmış.
Afacan koşup açmış kapıyı ve gelen misafirlere şöyle bir bakmış:
Misafir:
- "Oğlum baban ve annen neredeler?"
Çocuk:
- "Amca, Babam, annemin üstüne çıkıp, şu an benim çıktığım deliği
kapatıyor."
Gülmek İçin Bahaneler!...
Bir gün adamın biri en büyük oğlundan
su istemiş.
Oğlu da :
-"Öf be her şeyi benden
istiyorsun"
Ortanca oğluna :
-"Oğlum sen ver"
Ortanca oğlu da:
- "Abime söz geçiremedin benden mi
istiyorsun"
En küçük oğlu da babasına demiş ki :
-"Baba sen bu iki terbiyesize bakma kalk bir tane sen iç, bir tanede bana ver"
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel ile Dursun gece bekçileriymiş.
Tam konservatuvar önünden geçerlerken orada bir adamın ölü
yerde yattığını görmüşler.
Temel telsizi açmış tam polise
bildirecekken.
Dursun’a :
-“ Ula konservatuvar nasıl hecelenir?”
Dursun:
-“Bilmiyorum”
Temel :
-“O zaman bu ölüyü, eczanenin önüne çekelim...”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel ile Dursun telaşla doktora
gelip:
- “Ula doktor bir ada mun parmağı iş makin asunda kaldi, ada mun parmağı kop ti daa!”
Doktor :
- “Hani adam nere de? “
Temel:
-“ Uy ada mun parmağunu getirdik, kendisini getirmedik daa....”
Dursun :
-"Ora da kaldi!.."
29 Mart 2013 Cuma
Gülmek İçin Bahaneler!...
Nasrettin Hocanın canı güzel bir tarhana çorbası çekmiş.
Başlamış tatlı tatlı hâyâl kurmaya..
Tam o esna da kapısı çalmış.
Gelen karşı komşusunun oğlu.
Şöyle demiş:
- “Hocam..Annem çok hasta bir tas çorba istiyor..”
Hoca kendi kendine söylenmeye başlamış :
- “Allah'ım!... Bizim komşular, kurduğum hayalin bile kokusunu alıyor.”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel gece evine giderken bir hırsız görür..
Hırsız eve girmek için, demirleri kesmektedir..
Temel :
-“Uy uşağım sen napıyosun oyle”
Hırsız:
-“Saz çalay rum “
Temel:
-“Bu sazın sesi hiç çıkma yur “
Hırsız :
-“Yarın sabah çıkacak onun sesi.”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Nasrettin Hocanın
evine 3 misafir gelmiş,
3 'ü de birbirinden obur muş.
Hoca ne yemek getirdiyse “ sünnettir “ diye
silip süpürmüşler.
O sırada hocanın oğlu gelmiş.
Misafirler:
-“ Aman ne güzel
çocuk bu adı nedir”
Nasrettin Hoca:
-“ Farz “dır, demiş.
Misafirler :
-“Aaa nasıl isim bu, hiç böyle isim duymamıştık”
Nasrettin Hoca da:
- “ Yaa sünnet diyeyim de, onu da yiyin de mi!... ”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel bir gün kahvede
ağlıyormuş.
Dursun ;
Dursun ;
-“Uyyy Temel ne ol di
saaa..”
Temel:
-“Sorma ula Dursun ...benim karı hamile.”
Dursun :
-“Ne güzel işte daa!
“
Temel:
-“Anlamay sun beni ; karım ilk hamileyken '2 insanı 'okudu, ve ikiz doğurdu,
ikinci hamileliğinde ' 3 silahşörler' i okudu üçüz doğurdu...
-Dursun:
-“ Peki şimdi ne
okuyor senin kari? “
Temel:
-"40 haramiler."
28 Mart 2013 Perşembe
Gülmek İçin Bahaneler!...
Savcı,
Morgdaki üç cesedi incelemek üzere
gelmişti.
Birinci ceset sırıtıyordu.
Savcı:
"Bu neden sırıtıyor?"
-"Milli piyangoda büyük
ikramiyeyi kazandı, kalp krizi geçirdi ve öldü"
İkinci de sırıtıyordu.
Savcı:
"Bu neden sırıtıyor?"
-"Bunun da oğlu doğmuştu.
Sevinçten kalbine yenik düştü"
Üçüncüsü Temel'in kömür halindeki
cesediydi. O da sırıtıyordu.
Savcı:
-
"Bu
neden öldü?"
-
-"Efendim,
buna yıldırım çarptı"
-
Savcı:
- "Peki neden sırıtıyor?"
-
"Fotoğrafını çekiyorlar sanmış."
Gülmek İçin Bahaneler!...
Kadının,
Sürekli annesinden şikayet eden
kocasına:
-“ Bir gün olsun annem hakkından da
güzel bir şey de”
Kocası:
-“ Tabi ki karıcığım,
-“ ‘BENİM KAYNANAM, SENİN KAYNANANIN
ELİNE, SU DÖKEMEZ’ “
Gülmek İçin Bahaneler!...
Bir gün cennet ve cehennemdekiler
birbirlerinin yaşadıkları yerleri merak etmişler.
Yaptıkları görüşmelerden
sonra, en kısa zamanda bir köprü inşa etmeye karar vermişler.
Ama bu köprünün yarısını
cennettekiler, diğer yarısını da, cehennemdekiler yapacakmış.
Cehennemdekiler kendi yarılarını
çarçabuk yapıp bitirmişler; ama cennet tarafın da daha bir adım ilerleme yok.
Bir elçi yollayıp sebebini sormuşlar.
Cennettekilerin cevabı ise:
-" Vallahi, günlerdir, her yere
haber yolladık; ama bir tane bile, müteahhit bulamadık ..."
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel arabasıyla giderken benzini
bitmiş.
Bari benzinciye kadar idare etsin
diye depoya işemeye başlamış.
Yol dan geçerken temeli bu halde gören biri merak
içinde sormuş:
- “Senin bu yaptığın normal mi?”
Temel:
-“Hayır kurşunsuz..”
27 Mart 2013 Çarşamba
Gülmek İçin Bahaneler!...
Adam geç saatte zil
zurna sarhoş eve geldi. Karısı uyuyordu. Tuvalet
ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına geldi ve kadını
uyandırdı:
ihtiyacını giderdikten sonra karısının yanına geldi ve kadını
uyandırdı:
- “Karıcığım,”
Kadın:
- “Ne var ?”
Adam:
- “Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı
ne zaman
taktırdın? Harika olmuş.”
Kadın:
-“ Ne diyorsun sen, ne lambası ?”
Adam:
- “Ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor,
kapatınca sönüyor.”
Bunu duyan kadın öfkeyle yerinden fırladı :
- “Allah belanı versin pis sarhoş, yine mi buzdolabına işe din !”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel, eczane
açar.
İlk müşterisi
gelir:
-“Bana bir sinek ilacı verir misiniz?”
Temel:
-“Tabii, sineğunuzun nesi var?”
25 Mart 2013 Pazartesi
Gülmek İçin Bahaneler!...
Kervanın yolunu eşkıyalar kesmişti.
Herkesi soyup soğana çevirdiler.
Kervanda çok fakir bir adam vardı.
Soyulacak
hiçbir şeyi yoktu.
Eşkıyaların biri onu kenara itti:
-"Sen çekil beybaba, sende iş yok!... Biz, zengin adamlarla uğraşıyoruz..."
Adamda bir kenara çekilerek çubuğunu keyifli keyifli tüttürerek oturdu.
Eşkıyalar herkesi soyduktan sonra gittiler.
Kervanın
soyulan zenginlerinden biri adama bakarak:
-"Ayıp ettin hem şerim, "
-"Eşkıyalar bize etmediğini
bırakmadı. Sen orada keyif çatıyorsun."
Fakir tebessüm ederek:
-"İnsaf yahu"
-"Kırk yılda bir züğürtlüğün keyfini
çıkaralım dedik. Onu da mı çok gördünüz?"
Gülmek İçin Bahaneler!...
Köylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına
almış evine dönerken, köylere giden kaymakam ve komutanla karşılaşır.bunlar
köylüye takılır:
- “Hayrola amca,”
-“Oğlunu nereye götürüyorsun?”
Köylü:
-“Aağabeyleri, şehire götürüyom,
okula yazdıracam, okursa ya kaymakam olur yada komutan.."
-"Okumazsa; anası-babası gibi
eşşşşekk olur…
Gülmek İçin Bahaneler!...
Radyonun yeni çıktığı yıllarda
Kayserili bir hanım radyo dinliyormuş.
Radyoda bir türkü duymuş.
Rahmetli Kavuncu’nun:
“Asmalar da kol uzatmış dallere”
isimli türküsüymüş bu.
Kadın radyoyu kapatmış hemen:
-“Vooo bizim herif bu türküyü çok sever, ağşam
herif gelince açak da o da dinlesin”
Gülmek İçin Bahaneler!..
Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz
veriyormuş.
Laf arasında Hazreti İsa'nın göğün
dördüncü katında olduğunu söylemiş.
Vaazdan sonra, bir kadın Hoca'ya
yanaşmış:
-
"Hazreti
İsa, orada ne yer, ne içer?"
Hoca'nın tepesi atmış:
- "Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman
oldu, benim ne yiyip, içtiğimi sormazsın da, Allah'ın peygamberini sorarsın!"
Gülmek İçin Bahaneler!..
Temelin arkadaşı bankada çalışmaya
başlamış.
Temel bankaya giderek:
-“ Ben kredi çekmek istiyorum.”
Bankacı arkadaşı:
-“Tamam, Temel şu evrakları tamamla
ama; iki resim yazıyor bunun birini önden, birini arkadan çektir”
Temel evrakları tamamlamış ve bankaya
gitmiş.
Arkadaşı, Resimleri eline alarak:
-“ Ula Temel, resmine bakıyorum, sende
kredi alacak göz var, yalnız arkadan çekilen resme bakıyorum.sende ödeyecek
gözü bulamayrum da...”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Müfettiş, öğretmeni bir öğrenciyi
fena halde döverken yakalamıştı.
Derhal uyardı:
- “Ne yapıyorsunuz hocam, biliyorsunuz ki dövmek yasak! Babası size dava açsa
başınıza bela alır, uğraşıp durursunuz?”
Öğretmen:
- “Babasının dava açmayacağına garanti veririm!...”
Müfettiş :
-“Nasıl emin olabilirim.”
Öğretmen:
- “Babası benim!...”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Kümese müdür aranıyormuş.
Tilki de müracaat etmiş...
Tilki'yi çok beğenmişler ve işe almak istemişler.
Tilki de müracaat etmiş...
Tilki'yi çok beğenmişler ve işe almak istemişler.
Yetkili kişi:
-“ Ne ücret istersin? “
Tilki:
-“
Ben gülmekten söyleyemeyeceğim, artık siz ne verirseniz, verin “
Gülmek İçin Bahaneler!...
İki kişi münakaşa, döğüş-kavgadan sonra,
hakimin huzuruna çıkmışlar.
İlyas! ‘ ı da şahit göstermişler.
.Hakim, İlyas’ a:
-“ Efendi, bu adamlar döğüşmüşler, bu adam şuna sövmüş,
-“ Efendi, bu adamlar döğüşmüşler, bu adam şuna sövmüş,
sen de duymuşsun, olay nasıl oldu?”
İlyas:
-“Hakim bey, bu adam şuna biraz sövdü!”
Hakim:
-“ Peki ama efendi biraz sövme, tam sövme nasıl oluyor?”
İlyas:
- “Biraz sövmek; sade anasına sövmek, tam sövmek te, ana avrat garıştırmak”
İlyas:
-“Hakim bey, bu adam şuna biraz sövdü!”
Hakim:
-“ Peki ama efendi biraz sövme, tam sövme nasıl oluyor?”
İlyas:
- “Biraz sövmek; sade anasına sövmek, tam sövmek te, ana avrat garıştırmak”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Emeklilik işlemleri için uğraşan adam, sigortaya şahsen başvurur.
Görevli kadın yaşını doğrulatmak için
bir kimlik belgesi sorunca, adam ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde
unuttuğunu fark edince;
Durumu anlatır.
Görevli kadın:
-'' Gömlek düğmelerinizi açın o zaman''
Şaşıran adam bir bir açar düğmeleri ve
bembeyaz kıllarla dolu göğüs ortaya çıkınca.
Görevli kadın:
-''Tamam bu gördüğüm yeterli “
Evrakları onaylanır.
Şaşkınlık içinde eve gidip, emeklilik
islerini nasıl hallettiğini eşine anlatır.
Eşi:
- ''Keşke pantolonunun düğmelerini de açsaydın, o zaman
bir de maluliyet farkı alırdın...''
Gülmek İçin Bahaneler!...
Öğrenciler Antalya’da- Konya altında
-deniz kenarında Ufo’yu görmüşler.
Polise bildirmişler.
Polis:
24 Mart 2013 Pazar
Gülmek İçin Bahaneler!..
Bir gün sarhoş adamın biri sokakta
bekliyormuş.
Yoldan geçen bir adam:
-“ Burada niye bekliyorsun “
Sarhoş adam:
-“ Evimi bekliyorum”
Yoldan geçen adam:
-“ Evin burada değilse burada
beklemene gerek yok “
Sarhoş adam :
-“ DÜNYA DÖNÜYOR evim birazdan bur da
olur”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Evlenmek için kiliseye giden çift
yolda trafik kazası geçirip ölmüşler ve kendilerini cennette bulmuşlar…
Damat adayı, durumlarını görevli meleğe anlatarak, cennette evlenip evlenemeyeceklerini sormuş…
Melek:
-"Bir bakayım"
Aradan üç ay geçtikten sonra da çifte sevinçli haberi vermiş…
-"Her şey ayarlandı. Artık sizi
evlendirebiliriz!..."
Damat:
-"Şey..."
-"Bu arada ben düşündüm de.
Acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşayabilir misiniz?"
Görevli melek gök gürültüsü sesiyle
son derece kızgın:
-"Cennette bir papaz bulabilmek
üç ayımı aldı. Avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musun?"
22 Mart 2013 Cuma
Gülmek İçin Bahaneler!...
Temel
Ambulans şoförü olmuş kaza çağrısı alırlar ve olay yerine giderler.
Gördükleri
manzara çok kötü.
Her
tarafta yaralılar, ölüler...
Feryatlar
yeri göğü inletiyor..
Fakat
adamcağızın biri hepsinden fazla bağırıyor, inliyor.
Temel
adamın yanına gidiyor ve bakıyor adamın iki bacağı birden kırılmış.
Basıyor fırçayı :
Basıyor fırçayı :
-
“Ula uşağum ayuptur bu senin yaptuğun. Şunun şurasında iki bacağın kırılmış
sadece. Bak insanlar ölmüşler hiç ses ediyler mi?”
Gülmek İçin Bahaneler!...
İki emekli parkta güvercinlere yem
atıyorlardı.
Biri diğerine:
-“Şu güvercinlere ne zaman yem atsam,
siyasetçileri hatırlıyorum “
Diğeri:
-
“Neden...?”
-
Cevap verir:
-“
Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamıza sıçıyorlar...
şerefsizler.....”
Gülmek İçin Bahaneler!...
Adamın biri kazada kulaklarını
kaybetmiş.
iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve
girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan
bir süre sonra:
-“Aman Doktor! Bana kadın kulakları
takmışsınız!”
Doktor:
-“Kulak kulaktır! Kadını erkeği
olmaz!”
Adam:
- “Yanılıyorsunuz!”
- “Her şeyi duyuyorum ama hiçbir şey
anlamıyorum!”
Kaydol:
Yorumlar (Atom)





























